Rüya Tabirleri; Rüya kelimesi Arapçada ‘’rü’yet’’ anlamına gelen görmek kelimesinden türetilmiştir. İnsanlığın yaratılışından beri var olagelen rüya olgusu, insanın uyurken görmüş olduğu düşler olarak ifade edilmektedir. Tarihin en eski zamanlarından bu yana gelen rüyalar insanların ilgisini çeken bir konu olmakla birlikte yorumlanmasına da ihtiyaç duyulmuştur.
Rüya tabirleri kavramı da insanların rüyalarında gördükleri olay ve nesneleri bir şeylere bağlamak istemesinden yola çıkarak oluşmuştur.
Neden Rüya Görürüz?
Rüya, şimdiye kadar var olan bütün insanların yaşadıkları acıkmak, uyuklamak, gülmek gibi olağan şeylerden biridir. Rüya görmenin neden ortaya çıktığı ile ilgili çeşitli açıklamalar bulunuyor olmakla birlikte her kesimden insan ‘’Neden rüya görürüz?’’ sorusunu kendine göre cevaplamıştır.
- Beyin Düşündüğü İçin
Rüya görmekle ilgili yapılan yorumların ilki beyinin uyku esnasında dahi düşünüyor olması şeklindedir. Beyin insan uyusa bile arka planda çalışarak ona rüyalar göstermektedir. Hatta beyin tarafından bilinçaltına kaydedilen çoğu görüntü bu rüyalar esnasında açığa çıkarak insanın yaşantısı hakkında bilgi vermektedir. Bu düşünce dünya üzerinde büyük bir genel kabul görmüştür. Üzerinde bilimsel çalışmaların da yapıldığı rüyanın beynin bir ürünü olma meselesi günümüzde de büyük bir kesim tarafından kabul edilmektedir.
- Arzularımız Nedeniyle
Rüya görmenin bir diğer yorumu içimizden geçen arzuların henüz doyurulmamış olmasıdır. Arzularımızın neye ihtiyacı varsa rüyamızda onu görmeye başlarız. Örneğin sevgi isteği doyurulmamışsa ve sevgi beklentimiz varsa rüyamızda sevdiklerimizi ve onlarında bizi sevdiğini görebiliriz.
- Savunma Mekanizması Nedeniyle
İnsanlar dış dünyaya karşı kendilerini hazırlamak için içlerinde bir çeşit savunma mekanizması geliştirirler. Bu mekanizmaya göre insan korktuğu ve ya yaşarsa ne olacağını bilmediği durumları rüyasında görür. Rüyasında gördüğü şeylere karşı bir süre sonra insan genel bir savunma geliştirir ve gerçek hayattaki olaylara da bu mekanizma sayesinde uyum sağlamış olur.
- Doğa Üstü Olaylar
İlkel zamanlardan bu yana insanların genel düşüncesi rüyaların doğaüstü olaylara işaret ettiği ile ilgiliydi. Büyük bir uğursuzluk ya da kehanet olarak görülen rüyalar çoğu zaman kâhinlerin, şamanların ve büyücülerin ilgi odağı oldu. Halen de
rüya tabiri dendiğinde akla ilk gelenin bu doğa üstü olaylar olduğu bilinmektedir.
- Gelecekten Haberler
Rüya görmenin asıl nedenin gelecekle insanın bağ kurmasını sağlamaktır diyen düşünceye göre gördüğümüz her rüya gelecekteki iyi ve ya kötü durumlara işaret eder. İyi görülen rüyaların iyiye, kötü rüyaların ise kötüye yorumlanması dışında iyi görünen bir şeyin kötü yorumlanması gibi durumlarda bu düşüncede sık sık görülmektedir.
rüya tabirleri
Rüya Tabirinin Tarihçesi
Rüyanın tarihçesi kadar eski bir tarihe sahip olan rüya tabirleri Mısır, Yunan ve Asur topraklarında geniş yer tutmuştur. Bu dönemde yaşayan kahin ve büyücülerin sıkça yaptığı şeylerden biri olan rüya yorumları bir insanın kaderini değiştirebildiği gibi bir ülkenin dahi kaderini değiştirecek güçte görülmüştür. MÖ 5000’lerde yazılan ilk metinlere bakıldığında rüya tabirleri ile ilgili açıklamalar görülecektir. Ayrıca MÖ 2000’lerde Mısırlılar tarafından yazılmış olan papirüslerde 200’den fazla rüyanın tabir edildiği de görülecektir. Mısır’da Serapis adında bir tanrının sadece rüya yorumlama görevi olduğu da bilinmektedir.
Geçmişten bu yana çeşitli dinlerde de önemli bir olgu olarak karşımıza çıkan rüya tabirleri Hinduizm’de yer alan Vedalar kitabında, Yahudilerin kutsal kitabı olan Tevrat’ın Hz. Yusuf ile ilgili olan kısımlarında, Hristiyanlığın kutsal metni olan İncil’de farklı anlamlarda kullanılmıştır. Türklerde de gelecekten haber vermesi nedeniyle rüya tabirleri sık sık yapılmıştır. Kam, şaman ve baksı tarafından rüyalar özenle yorumlanmıştır. İslam literatüründe de önemli bir yere sahip olan rüya tabirleri geniş hacimli eserlerin hazırlanmasına vesile olmuştur. Günümüzde de
İslami rüya tabiri başlığı altında pek çok rüya tabiri yapılmaktadır.
Rüya Tabiri Gerçeği Yansıtır Mı?
Rüya tabirlerinin ne kadarının doğru ne kadarının gerçekle alakalı olduğu konusunda tartışmalar olmakla birlikte her rüyanın gerçeği yansıtan bir tarafı olduğu kabul edilmektedir. Rüyanın gerçeklerle bir bağlantısı olduğu ve gerçeklerin de rüya ile bir bağlantısı olduğu bilinmektedir. Rüyalarımızda gördüğümüz şeyler aslında gündelik hayatımızda yaşadığımız durumların bir yansıması olarak görülebilir. Aynı zamanda rüyamızda gördüğümüz şeylerden bazılarının da gerçek hayatımıza ışık tutacak yansımaları vardır.
Rüyamızda gördüğümüz olaylardan, kişilerden ya da nesnelerden bazıları gündelik hayatımıza dair ipuçları verir. Ancak gördüğümüz şey bizimle hiç alakası olmayan bir şey gibi dururken yorumuna baktığımızda aslında bize uyarı veren bir işaret olabilmektedir. Rüya tabirleri bu konuda gerçeği yansıttığından dolayı doğru bir şekilde yapılmalıdır.
Her rüya bazı detaylardan oluşur. Örneğin
rüyada araba görmek gayet normal ve tabir edilebilir bir rüyadır. Ancak arabanın rengi, arabanın hızlı gitmesi ya da kaza yapması gibi durumlar tabiri değiştirecek konulardır. Bu nedenle rüya tabiri için nesnelerin özelliklerine ve durumlarına göre tabir yapılması gerekir. Ayrıca rüyanın tek tek durumlar ve nesneler üzerinden değil tamamına göre tabir edilmesi daha sağlıklıdır.
İslam’da Rüya Tabirleri
Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz bilgilere göre İslam’da rüya tabirine önem verilmektedir. Özellikle Hz. Yusuf’un gördüğü rüyalar ve yine rüya tabiri yapması sayesinde hayatının kurtulması da İslam’da rüyanın bir yeri olduğunu kanıtlamaktadır. İslam’da rüya tabiri kabul edilen bir uğraş olarak görüldüğü gibi tabirin doğru bir şekilde yapılması da önemlidir. Yanlış rüya tabirleri ya da İslam’da olmayan şeylere inandıracak şekilde yapılacak olan tabirler doğru kabul edilmemektedir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde rüya tabirlerine önem verilmiştir. Hatta cahiliye döneminde Araplar açısından görülen rüyalar birbirlerine üstün çıkma vesilesi olarak görülmüştür. Rüya yorumcuları bu dönemde kabilelerin yaşadığı asabiyet duygusundan da faydalanarak rüya tabirleri yapmışlardır.
İslam’a göre uykuda görülen düşler rüya ve hulm olarak ikiye ayrılmaktadır. Rüya daha çok güzel olan şeylerin görülmesi olarak ifade edilirken hulm ise düşte görülen kötü şeyleri ifade etmek için kullanılmıştır. Peygamberimiz (s.a.v.) ise bu konu ile ilgili olarak ‘’Rüya Allah’tan gelir, hulm ise şeytandan gelir.’’(Bukari, Müslim, Tirmizi) buyurmuştur. İslam’da aynı zamanda Peygamberimiz (s.a.v.) tarafından görülen sahih rüyalarda önemli bir yere sahiptir. Hz. Aişe validemiz Peygamberimize vahiy gelmeden önce sahih rüyalar gösterildiğini söylemiştir.
Peygamberimiz rüyaları üçe ayırmıştır. Birincisi rahmani rüyalardır. Bu rüyalar mübeşşirattan kabul edilmiştir. Yani insanın metafizik alemden aldığı güzel haberler, müjdeli bilgiler ve işaretler bu tür rüyaya girer. İkinci rüya türü ise şeytani rüyalardır. Peygamberimiz bu tür rüyaların anlatılmasını ve yorumlanmasını tavsiye etmemiş ve İslam alimleri de bu rüyaları yorumlamamıştır. Korku tipi olan bu rüyalarda insanlar şeytanin verdiği vesveselerle birlikte hayali yaratıklar görebilmektedir. Üçüncü tip rüyalar ise nefsani olarak adlandırılan ve günlük hayattan etkilenerek görülen rüyaları oluşturmaktadır. Bu rüyalar insanın kendi istek ve kuruntularının etki ettiği rüyalardır.
İslam alimlerinden olan Gazali rüyanın insan ile levhi mahfuz arasındaki perdenin kalkarak ertesi gün yaşayacağı şeyleri görmesi şeklinde yorumlamıştır. Tasavvufi manada rüya ise insanın kendi iç alemine yolculuk olarak görülmüştür. Ayrıca kelam, felsefe gibi alanlarda da rüya tabiri farklı olarak anlamlandırılmıştır.