Reşat Nuri Güntekin Sözleri
Sayfa İçeriği: Reşat Nuri Güntekin Sözleri Kısa, Reşat Nuri Güntekin Sözleri Facebook, Reşat Nuri Güntekin Sözleri Şiirleri, Reşat Nuri Güntekin Sözleri Ve Alıntıları, Reşat Nuri Güntekin Kitap Sözleri, Reşat Nuri Güntekin Sözleri Çalıkuşu
Bu güzel sayfamızda sizler için en güzel Reşat Nuri Güntekin sözlerini hazırladık. Sayfamızdaki Reşat Nuri Güntekin’in şiirlerinden alıtıları ve güzel sözleri facebook, twitter ve whatsapp ile sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz.
REŞAT NURİ GÜNTEKİN SÖZLERİ VE ALINTILARIManşet: Ne arsız gönlüm var benim? Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum.
Acımak bir süre sonra hissizleştiriyor insanı.
En uzun, en çaresiz geceni düşün. Sabah olmadı mı?
Çok sevmek yetmez mühim olan güzel sevmek.
İnsan birini sevmek felaketine uğradı mı esir gibi bir şey oluyor.
Artık kalbim öldü. Sevmeye kudretim kalmadı.
Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.
Halis muhabbet kavgasız, gürültüsüz olmaz derler.
Saklamaya çalışma nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.
Ne bileyim, insan kalbi, öyle anlaşılmaz bir şey ki!
Siz beni insanlıktan, saffetten, samimiyetten, sevdadan iğrendirdiniz.
Yalnızlık haddizatında insana güç gelen bir şeydir.
Her şeye rağmen sen bir parça benimdin. Ben bütün ruhumla senin.
Saadeti saklamak, derdi saklamaktan çok daha güç.
Ölüm öyle bir şey ki insanı en büyük düşmanlarıyla barıştırıyor.
Bir zehri insan, bir kere yutmalı, ya ölür ya kurtulur.
Felaketi ağır ağır haber vermek testere ile adam kesmeye benzer.
Kolayca teselli edilecek dert insanı böyle ağlatmaz.
İnsan sevdiğinden uzak olursa onun sitemlerini bile hoş görür.
Bir hayale esir olan insanlar delilerin en büyükleridir.
En eski tarihlerden beri din, daima zulme ve fesada alet olmuştur.
Yaşamak hakikaten doyulmayacak kadar tatlı bir şey.
Ayrılık, kuvvetli aşkları büyütür, hasta olanları büsbütün öldürür.
Üşümek mi? İnsanın içinde güneş yanarken üşümek mi?
Dünyada, bir parça iyilik edebilmekten daha güzel bir şey olmuyor.
Sen yine de bir parça benimdin, ben bütün ruhumla senin.
Ne arsız gönlüm var benim? Etrafımdaki insanları ne kadar çabuk seviyorum.
Düşmesini istemeyen, zamana ayak uydurmasını bilmeliydi.
Yürümeye başlamış fikirleri yollarından alıkoymak mümkün değildir.
Hastalar gibi, mesut olanlara da geceler öyle uzun geliyor ki.
Zaten kafaları değiştirmeden idareyi değiştirmek öyle pek tamah edilecek bir netice vermiyor.
Hiçbir şey maziyi musiki parçaları kadar kuvvetle canlandırmıyor.
Evet, bu uçsuz bucaksız yolda ne kadar ilerlerseniz dönüp dolaşıp hep aynı yere varacaksınız.
Sarı insanların hepsi vefasız oluyor, hepsi insanı başka türlü üzüyor.
İnsan ancak kaybettiği yahut kaybetmek üzere olduğu şeyleri böyle birdenbire sevmeye başlar.
Çalışmak, bütün ruhuyla, kendini başkalarına vermek ne güzel şey!
Sevmek denen şeyin rolü bu kadar insanı yakıp titretecek bir şey olursa kendisi kim bilir neydi?
Galip insanlar için iyi ve merhametli olmak ne kolay ve şık bir jesttir.
Hiç bir kadın bu kadar derin bir duygu ve ihtiyaç ile sevilmemiş, aranmamış ve düşünülmemiştir.
Saklamaya çalışma, nafile. Sevda, çocuk gözlerinden uyku gibi akıyor.
Evet, insanın bir cenaze arkasında yürüdüğü zaman, dünya hırslarından en temizlendiği zamandır.
Fakat yüreğimdeki gizli yaralar vücudumdakilerden çok daha derindi.
Uğranılan haksızlıklara ve hakaretlere koyun gibi tahammül etmemek insanlığın başlangıcıdır evlat.
Hokkabazın yumurtasında olduğu gibi, sözlerde de meseleler iç içedir.
İnsan ne kadar acı olursa olsun bir mecburiyeti kabul ettikten sonra içine sükun ve tevekkül geliyor.
İnsan için, her şeyi söylerler. Ne çıkar? Elverir ki, vicdanı temiz olsun.
Yara sıcakken acımaz, hemşireciğim. Hele bir kere soğumaya başlasın. Sen bak, seyret o kızcağız nasıl yanıp yakılacak?
Derler ki; aşk, birine seni yok etme kudreti verip, bunu kullanmama hususunda ona itimat etmekmiş.
Mektepteyken hayallerimiz olmayacak rüyalarla doludur. Sonra hayat birer birer onların icaplarına bakar.
Onun fikrinde insanlar, yalnız yaptıkları işten, düşündükleri şeyden değil, gördükleri rüyadan bile mesuldürler.