Kırgınlık Mesajları
Sayfa İçeriği: Kırgınlık Mesajları Kısa, Kırgınlık Mesajları Uzun, Kırgınlık Mesajları Tumblr, Duygusal Kırgınlık Mesajları, Kırgınlık Mesajları Sevgiliye, Dosta Kırgınlık Mesajları, Arkadaşa Kırgınlık Mesajları
Bu güzel sayfada sizler için en güzel kırgınlık mesajlarını hazırladık. Sayfadaki anlamlı kırgınlık mesajlarını facebook, twitter ve whatsapp ile paylaşın.
DUYGUSAL KIRGINLIK MESAJLARIManşet: Değmiyor bazen, uğruna yorulduklarımız. Nazım Hikmet
Eğilmedik, bükülmedik ama çok kırıldık.
Sadece ben değil, hayallerim de sana kırgın.
Ve bazen kırılıyor insan saç uçlarına kadar.
Birçok kişinin hayaliyken, senin gerçeğin olabilirdim.
Kızgınlığım geçer de; kırgınlığıma çâre bulamadım.
Üşüyorduk, canımızı yakan insanlara bir daha sarıldık.
Belki de susmak, gerçeği anlatmanın tek yoluydu!
Ben sadece sevmeyi biliyorum, unutmayı öğrenemedim.
Dal kırıldığı yerden, insan de kırıldığı kalpten koparmış.
Güvensiz kalplerimizi karakteri bozuk insanlara borçluyuz.
Hıçkıra hıçkıra ağlattın ya beni ölsem de unutmam seni.
Sessizliğin duyulur bomboş odamda, dokunsalar ağlarım.
Oysa ne çok şey var sana diyemediğim, suskunluğumda.
Gözlerimden tut da, ciğerlerime kadar kırgınım. Can Yücel
Değmiyor bazen, uğruna yorulduklarımız. Nazım Hikmet
Çiçekler rüzgarın şiddeti ile kızlar erkeklerin ihaneti ile sorarlar.
Kızgınlık çok gürültülüdür, oysa kırgınlık ne kadar sessiz.
Kırdıysa sessiz kal. Sessizliğinden kırıldığını anlamıyorsa onsuz kal.
Öfke, kızgınlık gelip geçiyor da, kırgınlık hiçbir yere sığmıyor.
Dokunma bana öyle çok kırıldım ki her kelimem bir yerini kesebilir.
Yazıyorum, çünkü içimde susturamadığım bir ses var içimde.
O da o kadar doğru bir seçim değilmiş demek ki. Boşver be dostum.
Artık kopardığın papatyalara sorarsın ‘ Hani sevecekti! ‘ diye.
Bir zamanlar yüzümdeki tebessümün sebebiydin oysa şimdi gözyaşlarımın.
Yeniden sevmeni istiyorum anladın mı yokmuşum gibi yeniden istemeni!
Kendime tüm yalanlarım tükendi! Yeni yalanım ol, tut elimden kandır beni.
Kırılmış bir kalp; yanmış kül olmuş evin, cepte kalan anahtarlarına benzer.
Ağladıktan sonra gider aynaya bakarsın, aslında olanlara değil de haline üzülürsün.
Ücretsiz olmasına rağmen sevmesini beceremeyen insanlar var ne yazık ki.
Ne kadar iyileşirse iyileşsin bir kere kırılınca bir daha ki sefere sakınıyor insan kendisini.
Sadece gelecekteki mutluluğumuzun hayalini kurarken gerçekten mutlu oluruz.
Ben kimseyi kırmadan yaşamaya, herkesin gönlünü hoş etmeye çalışırken hep kırıldım.
Bir süre sonra anladım ki; vazgeçilmez olan sen değilsin. Vazgeçmeyi bilmeyen benim.
Ve her şey bir gün biter. İnsan en başta bunu kabullenirse daha sonrasından güçlü olabiliyor.
Hani derler ya; insan sevdiğine hiç kırılır mı diye? Aslında insan en çok sevdiğine kırılır!
Bir hayal uğruna bin hayal kırıklığına uğradım. En sonunda öğrendi kalbim, kırıldığı halde atabilmeyi.
Birini gerçekten sevdin mi; Yaşı, ne kadar uzakta olduğu, boyu, kilosu sadece lanet birer sayıdır.
Şimdi sen hangi yüzyıldasın sevgili? Ya erkenden gelip ölüyorum yine, ya da geç kalıp yetişemiyorum sana.
Ben zamansız girdim hayatına, sense zamanla çıktın hayatımdan. Aramızdaki fark buydu sadece.
Bilirsin; kimsenin hakkı kalmaz kimsede. Ne bir milim ileri, ne bir milim geri, tam beni kırdığın yerden kırarlar seni.
Ey can! Kimseyi kırma, sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz. Mevlana
Halimi hatırımı sorma iyiyim buralarda. Biraz hatırım kaldı gitmelere, biraz da halim yok artık seni sevmelere.
Benimle konuştun, benimle gülümsedin. Şimdi bunları bu kadar çabuk unutabiliyor olmandan nefret ediyorum.
Az önce oturma odasından mutfağa geçtim. Dönerken salona da bir göz attım. Eğlenceden öleceğim, çılgınlık diz boyu.
Eğer gerçekten önemseniyorsan, bir şekilde seninle ilgilenmenin bir yolunu bulur. Bahanelerle falan uğraşmaz.
Kırıldım bir kere sana, kolay olmayacak benim için biliyorum ama baktığın ayna gibi kırdın beni bir daha aynı olmayacak gibi.
Bazen kırılsam da susuyorum, Kırmaktan korktuğum için… Mevla kalbi kırık eylesin de; Kalp kıran eylemesin.
İnsanlara güvenmek mi bir daha? Şeytanın cennete girme ihtimali kadar az ve morgtan bir ceset alıp kalp masajı yapmak kadar saçma.
Hadi elindeki bardağı yere at. Sonra özür dile. Onu kırmak istemediğini ve onunla tekrar su içmek istediğini söyle. Komik değil mi?
Kıskanılmaktan rahatsız olan birini hiç sevmeyin. Ne demek kıskanılmaktan rahatsız oluyor, sevilmekten de rahatsız olur o. Değer bilmez mal.